Avrupa Birliği geçtiğimiz aylarda Retinol kullanımını sınırlandırdı. Bu konuda birçok soru aldık: Retinol kullanımı sağlığa zararlı mı? Retinol kullanırsak cildimiz incelir mi? Retinol uzun vadede cildi yaşlandırıyor mu? gibi. Haklı olarak bir sınırlandırma gelince hepimizin aklına bu tip sorular geliyor. 

Evet, geçtiğimiz Nisan ayında Avrupa Birliği tarafından yayınlanan bir düzenlemeyle ürünlerde kullanılabilen Retinol içeriğinin limitleri, yüz ürünleri için %0.3 ve vücut ürünleri için %0.05 olarak belirlendi. Bu karar alınırken The Scientific Committee for Consumer Safety (SCCS) tarafından yapılan tavsiye kararı yol gösterici oldu. 

Bunun cevabına bakmadan önce Retinol nedir kısaca onun üzerinden geçmekte fayda var. Retinol, A Vitamini yani Retinoid ailesinden aktif bir içeriktir. Retinoid ailesinde Retinol haricinde Tretinoin, Retinal, Retinyl Palmitate gibi birçok türev bulunuyor. Retinol’ün aralarından sivrilmesinin nedeni Tretinoin gibi reçeteye ihtiyaç duymadan yani OTC (Over-the-Counter/ reçetesiz) klasmanında yer alan en güçlü Retinoid türü olması. 

Retinol’ün Faydaları Nelerdir? 

Retinol konu cildin genç kalmasını sağlamak olunca C Vitamini ile beraber üzerinde en çok klinik data olan ve başarılı sonuçlar vermiş aktiflerdendir. Cildin değişimini hızlandırarak akneden, kırışıklığa hızlı tedavi sağlar ve kolajen yapıyı güçlendirir. 

Ciltte hızlı değişim sağladığı için cilt bariyerini tahrip eder ve üst tabakadan dermise doğru ışık hassasiyetinden, iritasyona birçok riske yol açar. Ayrıca C ve B vitaminleri gibi suda çözülmeyip, yağı tercih ettiği için vücuttan atılması da daha zordur. Bu nedenle özellikle oral yoldan takviye olarak alınan A Vitamini miktarı konusunda doktorlar uzun yıllardır uyarılarda bulunmaktadırlar. 

Baştan ikinci sorumuza geri dönersek: Avrupa Birliğinin böyle bir sınırlama getirmesinin nedeni; her ne kadar kişilerin topikal yoldan alacağı A Vitaminin az kısmının vücut sistemine ulaşacağı ve depolanma riski oluşturacağı düşünülse de risk sıfır olmadığı için kontrol altına alabilmek. Çünkü kişiler hem oral hem topikal yoldan A vitamini fazlasına maruz kalırlarsa ciltte aşırı kuruluk, pullanma, saç dökülmesi, eklem ağrıları, diş eti iltihabı ve hatta karaciğer sorunları ile karşılaşabilirler. 

Şu an reçetesiz satılabilen en yüksek Retinol dozu %1. Fakat markalar doğru formülleme ile çok daha düşük düzeylerde (özellikle Retinal ile) başarı sağlayabiliyorlar. Önemli olan Retinol'ün marka tarafından hangi yardımcı içeriklerle kombinlenerek formüle edildiği. Ayrıca altta linki olan reels’da saf C Vitaminli ürünlerin yüzdesi için de belirttiğimiz gibi yüksek yüzdede aktif içerik kullanmak her zaman en iyi başarıyı vermez. Hatta %x oranda "Retinol Konsantresi” vb gibi verilen içerikler aslında çok daha aldatıcıdır. Çünkü bu bize konsantrenin içinde tam olarak ne kadar retinol ya da c vitamini kullanıldığının bilgisini vermez. 

Retinol kararı 2025 yılından itibaren kademeli olarak devreye girecek. 2026 yılı sonunda tüm markaların ürünlerini yeni karara göre revize etmiş olmaları bekleniyor. Bu dönemden sonra Avrupa Birliği sınırları içinde satın alacağınız tüm ürünleri etkileyecek. Karara uygun olmayan ürünlerin CPNP kaydı yapılamayacak, dolayısıyla satışa sunulamayacak. Bu karar Amerika ve diğer ülkeleri kapsamıyor.