Bölüm 1: C Vitamini Neden Bu Kadar Önemli ve Nasıl Seçilmeli

Bölüm 1: C Vitamini Neden Bu Kadar Önemli ve Nasıl Seçilmeli

Merhaba, Ben Roius Naturals markasının kurucularından Çağla, Roius Sağlıklı Blog’ta yayınlanmak üzere size kendi deneyimlerimden ve önerilerimden oluşan bir yazı dizisi hazırlıyorum. Tabii cilt bakımı hakkında. Bu serinin ilk yazısı :) Keyifli okumalar dilerim!

Yazı serisine başlarken ilk konumun C Vitamini olmasını istedim. Çünkü Türkiye’de C vitamini kullanımı hala biraz tartışmalı. Ama bir taraftan da yararlarına fazlasıyla hakimiz aslında. Önce şöyle başlayayım. Benim C Vitamini aşkım nereden başladı? Roius Naturals için ürün serimizi ilk oluşturma aşamasında bir nemlendiricimiz olsun istedik. Ama bunun içerisindeki star içerik (aktif) öyle bir şey olmalıydı ki; birçok farklı cilt tipi ve farklı cilt sorunu için kullanılabilsin.

O zaman hem enflamasyonu gidermeli ki akne ve leke oluşma riskini azaltsın, hem ciltte serbest radikal nedenli hasarı gidersin ki yaşlanma, matlaşma sorunlarıyla savaşsın, hem de kolajen&elasten dokuyu güçlendirsin ki sarkmalarla başa çıksın. Tüm bunları bir araya getirince büyük bir kullanıcı kitlesine de hitap etmiş oluyorsunuz. İşte kısaca aranan kan C Vitaminiydi.

Fakat C Vitamini kullanalım demekle her şey bitti mi sanıyorsunuz? Yok bitmiyor maalesef. İyi bir C vitamini tipi seçmek daha da önemli. Çünkü hatalı seçim çoğu zaman kötü sonuçlara neden olabilir. Nasıl mı? Şöyle izah edeyim: Mesela hepimiz bir şeyin safını almak isteriz değil mi? Saf altın, saf zeytinyağı, saf portakal suyu vb gibi. (saf insan? Sanmıyorum). O zaman iki şeyin safı çok da iyi değil. Saf insan ve saf C Vitamini yani L-askorbik asit. Çünkü her ne kadar güçlü bir aktif olsa ve kağıt üzerinde çok etkili görünse de saf C vitamini olan L-askorbik asidin ciltle ilişkisi problemli. Cilde çok yoğun ve sert gelebiliyor. Bu da iritasyona yol açıyor, iritasyon demek kızarıklık ve leke riski demek, sivilce demek. Ayrıca L-askorbik asidin stabilitesi çok düşük yani hava ve ışık teması bozulma riski yaratıyor. Bu da hem etkisi gitmiş bir ürün hem de kaş yapayım derken göz çıkartan bir ürün demek. Son olarak cilt kendi sentezlemediği için kısa sürede kan şekerini arttıran beyaz ekmek gibi kalıcı etki yaratamıyor. Mesela size %20 saf C vitamini konsantresi diye satılan bir ürünün etkisi çok düşük oluyor ki; bu konsantresi kelimesine de dikkat etmek gerek. Çünkü konsantre demek içerisinde birçok katkı maddesi var demek. İçindeki gerçek C vitamini oranını yansıtmıyor. Yani kelime oyunu. Gerçi yansıtsa zaten cilt için çok yakıcı bir sonucu olurdu.

İşte bu noktada biz en stabil, en yumuşak ve en kalıcı C vitamini türevi arayışında gönlümüzün prensini Askorbil Glikosit olarak belirledik ve yola onunla devam ettik. Ama madem dostlar arasında konuşuyoruz. Askorbil Glikosit’in yanında Magnezyum Askorbil Fosfat, Sodyum Askorbil Fosfat ve Tetra hekzadesil askorbat da başarılı C vitamini türevleri. Ürünlerinizde bu türlerin olmasına da dikkat edebilirsiniz.

İşte biz Hero Daily Nemlendiricimizi tasarlarken Askorbil Glikosit tercih ettik ki; kullanan kişilerde hem iritasyona neden olmasın hem de kalıcı etki sağlasın. Hassas ciltler bile rahatça sürsün. Ama C vitamini kullanmakla iş bitmiyor çünkü gerçekten aydınlatmak ve enflamasyonu gidermek istiyorsanız başka antioksidanlar da olmalı. Mesela bizim çok sevdiğimiz frenk üzümü özü hem zengin bir C vitamini kaynağı hem de diğer güçlü antioksidanları da içeriyor. Cildi gençleştirirken, bariyeri de güçlendiren sayılı bitki asidinden biri. Bir diğeri de yeşil çay ki onu neden bu kremde kullanmadık diye bazen hayıflansam da sonradan nar çekirdeği, kuşburnu ve üzüm çekirdeğinin de varlığını hatırlamak “daha ne olsun?” dedirtiyor. Çoğu marka bu içeriklerden sadece birini ya da ikisini koyduğu için ürününü yere göğe sığdıramazken hem de… Bir de tüm bu bitki içeriklerimizin organik sertifikalı olduğunu tekrar söylemek isterim. Dünyanın farklı yerlerinden geliyorlar. (maalesef kalite tutmadığı ve çoğu içerik hiç olmadığı için Türk hiçbir içeriğimiz yok. Keşke olsa ama tarım bizi aşan bir konu. Biz sadece en kalitelisi alıp kullanmak ile müşterimize karşı sorumluyuz.)

Hee bu arada C vitaminini aktive etmek için doğru saz arkadaşlarını ve yardımcıları da seçmek çok önemli. Mesela yanında E vitamini bulunmalı. Ferulik olabilir ya da Omega özler olabilir. Mesela Ayçiçek özü. (Biz onu ve E vitaminini tercih ettik.) Yardımcılar ise ürünün içerik listesinde kalabalık görünüp (yahu bunlara gerek var mı dedirtebilen ama gerçek bir etki için gerek olan içerikler.) İçerik listesi çok kısa olmakla övünen markalar var. Bunu Ordinary’den beri görüyoruz. Ama bu aslında size iyi gibi pazarlansa da aslında etkisiz, dayanıksız ya da riskli ürün anlamına gelebilir.

Son olarak kısaca Hero Daily’nin yapabildiklerini özetleyip bitireceğim ilk yazımı. Hero Daily’yi akneli ciltler kullanmalı çünkü hem su bazlı ve ağırlaştırmıyor hem de enflamasyona bağlı sivilce oluşumunu engelliyor. Hero Daily’yi lekeli ve matlaşmış ciltler kullanmalı çünkü yoğun antioksidan etkisi ile cildi aydınlatıyor, lekeleri yumuşatarak azalmasını sağlıyor. (Ama leke konusunu ayrı bir yazıda uzun uzun konuşalım olur mu?) Hero Daily’yi kolajen dokuyu güçlendirmek isteyenler kullansın. Çünkü kolajen dışarıdan alınmakla maalesef olmuyor, C vitamini ve başka güçlendirici aktifler kullanarak cildin dokuyu güçlendirmesini sağlamalısınız. Son olarak Hero Daily’yi airless şişesinde bozulmayan, risksiz C vitaminli ürün kullanmak isteyenler alsın. Peta Vegan & Cruelty Free sertifikalı olduğunu da unutmadan. Ben özellikle yaz aylarında Hero Daily’ye bayılıyorum. Sabah Calma Water sonrası cildimde parlaklığını hissetmek beni çok mutlu ediyor. Bir de Güneş kreminin etkisini arttırıyor. Daha ne isteyeyim? :)

Sevgilerimle;

Çağla