
TERLEMEK: Kim, Ne, Ne Zaman, Nerede ve Neden?
“Çok terleme!” Eminiz bu lafı çocukluğunuzdan beri çok duymuşsunuzdur. Belki çocukken hastalanmamamız için önlem gibiydi, fakat terleme fobisi hayatımızın ilerleyen dönemlerinde hep kötü çağrışımlarla var olmaya devam etti. Ter sizde istemediğiniz bir ıslaklık bırakır ve çoğu zaman utandırıcı bir koku ve de leke… Bu da sizi her şeyden önce stresli ya da sinirli bir insanmış gibi gösterir. (O iş görüşmeleri öncesi yaşadığımız anlar, keşke yanımda başka bir gömlek daha olsaydı diye hayıflandığımız sunum günleri vs…). İsteğimiz hiç terlememektir.
Ama aslında terlemek vücudumuz için çok sağlıklı ve olumlu bir mekanizmadır ve durdurulmamalıdır. Ayrıca terlemenin de çeşitleri vardır. Gelin şimdi onlara biraz daha yakından bakalım!
TER tam olarak nedir?
Birçok insan terin sadece su olduğunu düşünür ama ondan fazlasıdır aslında. Evet, %99’u su ama kalan %1’lik kısmı da küçümsememek gerekir. Çünkü bu %1’lik oranın içinde karbonhidrat, protein ve üre bulunur.
İnsan vücudunda iki farklı ter bezi çeşidi olduğunu biliyor muydunuz? Bir çeşidi koltukaltının öncelikli olduğu 5 bölgede bulunur. Bir de tüm vücudu kaplayan ekrin isimli ter bezleri vardır. Bu bezlerin görevi, gün boyunca vücut ısısını dengelemek amacı ile cilt yüzeyine gözeneklerden su taşımaktır. Evet, durmaksızın, gün boyunca hep çalışırlar!
Diğeri ise en başta bahsettiğimiz gibi koltukaltı bölgesinde de bulunan cins yani apokrin isimli ter bezleridir. Apokrin bezleri daha yoğun bir ter salgılar. Bu ter de kabusumuz olan kokuya neden bakterileri içerir. Apokrin bezleri tüm vücudu saran ekrin bezlerine tezat yarı zamanlı çalışırlar.